Ch0c0 | Alemin En Eglenceli Platformu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Ch0c0 | Alemin En Eglenceli Platformu


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 »» Bu Kadar Cok Seve Bilirmisiniz ?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Choco Yöneticisi
Site Yoneticisi
Site Yoneticisi
Choco Yöneticisi


Mesaj Sayısı : 102
Kayıt tarihi : 12/03/08

»» Bu Kadar Cok Seve Bilirmisiniz ? Empty
MesajKonu: »» Bu Kadar Cok Seve Bilirmisiniz ?   »» Bu Kadar Cok Seve Bilirmisiniz ? Icon_minitimePtsi Mart 17, 2008 12:10 pm

»» Bu Kadar Cok Seve Bilirmisiniz ?

Bir otobüs duraginda karsilasmislardi ilk kez.... Biri týpta okuyordu,
öbürü mimarlikta. O ilk karsilasmadan sonra, bir kere, bir kere, bir
kere
daha karsilasabilmek için, hep ayni saatte, ayni duraktan, ayni otobüse

bindiler. Gençtiler, çok genç... Birbirileriyle konusacak cesareti
bulmalari biraz zaman aldi ama sonunda basrdilar. Ikisi de her sabah
otobüse bindikleri semtte oturmuyorlardi aslinda. Delikanli arkadasinda

kaldigi için o duraktan binmisti otobüse, kiz ise ablasinda.... Sirf
birbirilerini görebilmek için, her sabah erkenden evlerinden çikip,
sehrin
öbür ucundaki o duraga, onlarin duragina geldiklerini, gülerek itiraf
ettiler bir süre sonra...

Okullarini bitirince hemen evlendiler. Mutluydular hem de çok mutlu...
Bazen issiz, bazen parasiz kaldilar ama öylesine SIKI kenetlenmisti ki
yürekleri ve elleri hiçbir seyi umursamadilar. Ayin sonunu zor
getirdikleri günlerde de ünlü bir doktor ve ünlü bir mimar olduklarinda
da
hep mutluydular. Zaman asimina ugrayan, aliskanliklara yenik düsen,
banka
hesabinda para kalmadigi için ya da tam tersine o hesabi daha da
kabarik
hale getirmek uguruna bitip-tükeniveren sevgilerden degildi
onlarinki...
Günler günleri, yillar yillari kovaladikca sevgileri de büyüdü,
büyüdü...
Tek eksikleri çocuklarinin olmamasiydi. Zorlu bir tedavi sürecine
ragman
çocuk sahibi olmayinca, "bütün mutluluklarin bizim olmasini beklemek,
bencillik olur" diyerek devam ettiler hayatlarina. Çocuk yerine,
sevgilerini büyüttüler... "Senin için ölürüm" derdi kadin, SIMSIKI
sarilip
adama ve adma "Hayir, ben senin için ölürüm" diye yanit verirdi hep...

Bazen eve geldiginde, aynanin üzerinde bir not görürdü kadin, "Bir
tanem,
kütüphanenin ikinci rafina bak...." Kütüphanenin ikinci rafinda baska
bir
not olurdu, "Mutfaktaki masanin üzerine bak ve seni çok sevdigimi sakin

unutma" Mutfaktaki masadan, salondaki dolaba sevgi dolu notlari okuya
okuya kosturan kadin, sonunda kimi zaman bir demet çiçek, kimi zaman
en
sevdigi çikolatalar, kimi zaman da pahali armaganlarla karsilasirdi...
Aldigi hediyenin ne oldugu önemli degildi zaten....

Hayat ne kadar hizli akarsa aksin, isleri ne kadar yogun olursa olsun
hep
birbirlerine ayiracak zaman buluyorlardi bulmasina ama kirkli yaslarin
ortalarina geldiklerinde, daha az çalismaya karar verdiler. Adam,
hastaneden ayrildi ve muayenehanesinde hasta kabul etmeye basladi.
Kadin
da mimarlik bürosunu kapadi ve sadece özel projelerde görev aldi. Artik

daha fazla beraber olabiliyorlardi. Bir gün sahilde dolasirken, harap
durumda bir ev gördü kadin, üzerinde "satlik" levhasi asili olan. "Ne
dersin, bu evi alalim mi?" dedi adama. "Bu viraneyi yiktirir, harika
bir
ev yapariz. Projeyi kafamda çizdim bile. Kocaman terasi olan, martilari

kahvaltiya davet edecegimiz bir deniz evi yapalim burayi..." "Sen
istersin
de ben hiç hayir diyebilirmiyim?" diye yanit verdi adam. "Amerika'daki
tip
kongresinden döner dönmez ararim emlakçiyi... Kaç para olursa olsun,
burasi bizimdir artik...."

Sadece bir hafta ayri kalacaklarini bildikleri halde, ayrilmalari zor
oldu
adam Amerika'ya giderken. Her gün, her saat konustular telefonla.
Gözyaslari içinde kucaklastilar havaalaninda. Fakat birkaç gün sonra,
kocasinda bir tuhaflik oldugunu fark etti kadin. Eskisi kadar mutlu
görünmüyor, konusmaktan kaçiniyordu. Onu neselendirmek için, sahildeki
evi
hatirlatti ve çizdigi projeyi verdi kadin ama hiç beklemedigi bir cevap

aldi: "Canim, o ev bizim bütçemizi asiyor. Sen en iyisi o evi unut..."

Mutsuzluk, mutlulugun tadina alismis insanlara daha da aci, daha da
çekilmez gelir. Kadin, hiç sevmedi bu beklenmedik misafiri. Derdini
söylemesi için yalvardi adama, "Senin için ölürüm, biliyorsun, ne olur
anlat" diye dil döktü bos yere... Yillardir sevdigi adam, duyarsiz ve
sevgisiz biriyle yer degistirmisti sanki. Ona ulasmaya çalistikça,
beton
duvarlara çarpiyordu kadin, her çarpmada daha fazla kaniordu yüreg...


Bir gün, çocuklugunun, gençliginin ve bütün hayatinin birlikte geçtigi
arkadasina dert yanarken, "Artik dayanamiyorum, sana söylemek
zorundayim"
diye sözünü kesti arkadasi. "O, seni aldatiyor. IS yerimin tam
karsisindaki restoranda genç bir kadinla yemek yiyiyor her öglen. Sonra

sarmas dolas biniyorlar arabaya...."
"Sus, sus çabuk, duymak istemiyorum bu yalanlari" diye bagirdi kadin.
Onca
yillik arkadasini, kendisini kiskanmakla suçladi.. Ertesi gün, ögle
vakti o restorani hemen karsinda bir kösye sindi sessizce ve peri
masallarii sadece masal oldugnu anladi.. Kocasinin eskiden ayni
hastanede çalistigi genç çocuk doktorunu tanidi hemen. Bazen evlerinde
agirladiklari kadina nasil sarildigini gördü adamin...

Aksam kocasi eve gelir gelmez, bazen bagirip, bazen aglayarak, bazen
ona
SIMSIKIYA sarilip bazen de yumruklayarak haykirdi suratina her seyi.
Inkar
etmedi adam. Zamanla duygularin degisebildigi, insanlarin orta yasa
geldiklerinde farklilik aradigi gibi bir seyler geveledi agzinda ve
bavulunu alip gitti evden. Kapidan çikarken, "son bir kez kucaklamak
isterim seni" diyecek oldu ama kadin, "defol" dedi nefretle...

Ilk celsede bosandilar... Modern bir ask hikayesinin böyle son
bulmasina
kimse inanamadi. Arkadaslarinin destegiyle ayakta kalmaya çalisti
kadin.
Adamin, sevgilisiyle birlikte Amerika'ya yerlestigini ögrendi. Bazen
yalniz kaldiginda, onu hala sevdigini hissedince, aglama nöbetleri
geçiriyor, askin yerini, en az onun kadar yogun bir duygu olan nefretin

almasi için dua ediyordu.
Aradan bir yil geçti... Her seyin ilaci oldugu söylenen zaman bile,
kadinin derdine çare olamamisti. Bir sabah, israrla çalan zilin sesiyle

uyandi. Kapiyi açtiginda, karsisinda o kadini gördü. "Sen, buraya ne
yüzle
geliyorsun" diye bagirmak istedi ama sesi çikmadi. "Lütfen, içeri
girmeme
izin ver, mutlaka konusmamiz gerekiyor." dedi genç kadin. Kanepeye
ilisti
ve zor duyulan bir sesle konusmaya basladi: "Hiçbir sey göründügü gibi
degil aslinda. Çok üzgünüm ama o bir saat önce öldü. Geçen yil
Amerika'daki kongre sirasinda ögrendi hastaligini ve yaklasik bir
senelik
ömrü kaldgini. Buna dayanamayacagini, hep söyledigin gibi onunla
birlikte
ölmek isteyecegini biliyordu. Seni kendinden uzaklastirmak için, benden

sevgilisi rolünü oynamami istedi. Ailesine de haber vermedi. Birlikte
Amerika'ya yerlestigimiz yalanini yaydi. Oysa ilk karsilastiginiz
otobüs
duraginin karsisinda bir ev tutmustu. Tedavi görüyor ve kurtulacagina
inaniyordu ama olmadi. Gece fenalasmis, bakicisi beni aradi, son anda
yetistim. Sana bu kutuyu vermemi istedi..." Gözlerinden akan yaslari
durduramayacagini biliyordu kadin. Hemen oracikta ölmek istiyordu.
Eline
tutusturulan kutuyu açmayi neden sonra akil edebildi. Itinayla
katlanmis
bir sürü kagit duruyordu kutuda. Ilk kagitta, "Lütfen bütün notlari
sirayla oku bir tanem" diyordu... Sirayla okudu "Seni çok sevdim",
"Seni
sevmekten hiç vazgeçmedim", "Senin için ölürüm derdin hep, dogru
söyledigini bilirdim." "Fakat benim için ölmeni istemedim" "simdi bana
söz
vermeni istiyorum." "Benim için yasayacaksin, anlastik mi?" son kagidi

eline alirken, kutuda bir anahtar oldugunu gördü kadin... Ve son
kagitta
sunlar yaziliydi:
"Sahildeki evimizi senin çizdigin projeye göre yaptirdim. Kocaman
terasta
martilarla kahvalti ederken, ben hep seni izliyor olacagim...."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://chococlan.yetkin-forum.com
 
»» Bu Kadar Cok Seve Bilirmisiniz ?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ch0c0 | Alemin En Eglenceli Platformu :: Mizah :: Fıkralar & Hikayeler-
Buraya geçin: